Açar mısın?

Salkım söğüt mü kara saçın tel tel
Bahçede taze açmış bir nar mısın?
Kar yüzüne yel bile sürmemiş el
Gönül kapını bana açar mısın?

Güzelliğini görünce gül solmuş
Tebessüm her an konuğun olmuş
Deniz gönlüne iyimserlik dolmuş
Gönül kapını bana açar mısın?

Sahilinde hiç var mı bekleyenin
Rıhtımında duran o yolcu benim
Tek dileğim geminde olmak senin
Gönül kapını bana açar mısın?

Kaç gündür hep ordan döner izlerim
Seni görünce çözülür dizlerim
Artık açıklansın sana gizlerim
Gönül kapını bana açar mısın?

 

 

 

 

Aşk Limanında gemi

Demir atmış aşk limanına gemi
Bekleyişler birer martı kanadı.
Asırlara bedel,şimdi aşk demi
Gönül dağlarında seller çağladı!

Sevgimin mührüdür ruhumda yemin
Yıldızları parlar artık gecemin
Sevda yüklü sesleri her hecemin
Gönlüm çiçek açtı sevgidir adı!

Nur bakışlarımız bunu kanıtlar
Alev alev harlamakta umutlar
Ufkumuzdan çekildi tüm bulutlar
Dudaklarımızda kirazın tadı!

Eriyip gitti ayrılık acısı
Yüreklerimizin dindi sancısı
Konuğumuz oldu sevgi hancısı
Gönüllerimizi güller bağladı!
Kasım – 2004

  Ana dilim

İlk göz açtım duydum seni
Anam gibi ana dilim.
Büyüledin o an beni
Çiçek açtın kilim kilim!

Ninnilerim senle oldu
Rüyalarım senle doldu
Verdiğin hazlar ne boldu
Nar gibisin dilim dilim!

Bilgileri siperledim
Ellerinden güç derledim
Yollarında ilerledim
Kucak açtı bana bilim!

Türk’ün ayağı elisin
Yüreğinin gür selisin
Kültürümün temelisin
Benim eşsiz ana dilim!

Sen dünyada var oldukça
Gönlümüzde yâr oldukça
İçimizde har oldukça
Ana dilim tek sevgilim!
Mayıs – 2000

 

 

Kul olmuşuz

İnsanlık onurunu unuttuk mu
Biz insanlar niye öyle olmuşuz?
Bakınmayız, yolumuzu tuttuk mu
Hep koşarız, nehir gibi dolmuşuz!

Ah niye böyle olduk biz söyleyin
Hedefimiz ne, peşindeyiz neyin
Üstünden gelmek isteriz her şeyin
İyilik çiçeklerini yolmuşuz!

Kişinin rütbesine göre davranırız
Kızdık mı eşek gibi anırırız
Bir hiç uğruna kalp bile kırırız
Bahardayken erken erken solmuşuz!

Aklımız fikrimiz para hep para
Uğruna her şeyi görürüz kara
İçimizde kanar onmayan yara
Azatlık ufkunda yorulmuş kuşuz!

Doğmuşuz, yeryüzünde bugün varız
Birbirimizin gözünü oyarız
Gün gelir, ölüm haberini duyarız
Neden bizler şeytana kul olmuşuz? ...
 

 

 

Aşk Yollarında

Bahçemizde yoktur hüzün
Güneşimiz allarında.
Yüzümüzde hükmü güzün
Koşarız aşk yollarında!

Ömrümüzü adımlarken
Duyguları güdümlerken
Bal kevseri yudumlarken
Coşarız aşk yollarında!

Gül destesi gizimizle
Silinmeyen izimizle
Yokuşları dizimizle
Aşarız aşk yollarında!

Yörüngemize gel de gir
Yılları dizerek bir bir
İkimiz de birer nehir
Taşarız aşk yollarında!

Nisan – 2003

 

 

 

Sevgi Durakları

Yüzümüzde güneşin allanışı
İçimizde alevler yalım yalım.
Gönlümüzde sevdanın dallanışı
Bu birinci durak: Unutmayalım!

Bakışlarımızın sıcacık izi
Keşfedeliden biri birimizi
Öylesine düğümledi ki bizi
Bu ikinci durak: Unutmayalım!


Sevgimiz köklendi pek içimize
Yolumuz çiçekli tek ikimize
Çünkü vefalıyız yeminimize
Bu üçüncü durak: Unutmayalım!

Artık gözlerimiz zor ışıklanır
Alnımızda yıllar kırışıklanır
Yaprak dökümü aşkımız kışlanır
Bu dördüncü durak: Unutmayalım!

En sonunda yıllar söyler sözünü
Birer birer yitirerek özünü
Bir gün bu dünyaya yumar gözünü
Bu işte son durak: Unutmayalım!

Lâtif KARAGÖZ

Şair ve yazar, ruhunu şiire adamış bir aydın.

1939 - 2009

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ana sayfa l Özgeçmiş l Eserleri l Bir kaç şiir l Resimler l Basından l İletişim

www.LatifKaragoz.com Copyright © By Levcho / 2008